Zonguldak, geçiş sürecini yaşıyor. Şehirde bazı çalışmalar göze çarpıyor. Kordonboyu,  Uzunmehmet Camii ve çevresinin düzenlenmesi, kent merkezinde yeni hizmet beklentilerini artırdı.

Lavuar meydanı ve Kardemir deposu olarak kullanılan alanın da mutlaka kent insanına kazandırılması gerekiyor. Bu alanın halka kazandırılmasıyla şehir insanı denizle buluşacak, rahat nefes alacak ve en önemlisi kömür tozu yutmaktan kurtulmuş olacaktır.

Zonguldak'ın dışındaki sahil şehirlerini görünce insan, "Neden Zonguldak böyle değil" demekten kendini alamıyor.

Zaten Belediye Başkanı Ömer Selim Alan da bugünkü toplantıda, en gözde projelerinin lavuar meydan projesi olduğunu açıkladı. Kent merkezinde en görünür proje olması yönüyle lavuar projesinin seçim öncesi tamamlamak istiyor başkan bey. Yerel seçimlerde buradaki projeyi referans göstermeyi hedefliyor.

Şehrin göbeğinde 15 yıldır atıl halde bekleyen meydanın hayata geçirilmesi herkesin ortak beklentisidir. İlk andan bu yana lavuarla ilgili gelişmeleri takip ettim. Mezbelelik alana dönüşen ve 3-5 gencin hayatını kaybetmesine neden olan garabetin artık sona erdirilmesi gerekiyor. 

Takipçisi olacağız.   

TEHLİKELİ KAVŞAKLARA DİKKAT!

Efendim hükümet, sonradan adına Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı adı  verdiği Mithatpaşa Tünelleri projesi kapsamında İkinci Makas mevkisine Karaelmas Köprülü Kavşağı inşa etti.

Çok güzel oldu. Hiç trafik ışığı beklemeden, 5 dakikada Kilimli'ye ulaşabiliyorsunuz. Birkaç yıla Kilimli-Filyos hattı da açılınca on numara beş yıldız hizmet olacak. Tabi bir de yağış zamanında su tahliyesini sağlayan altyapıyı da sağlamak gerekiyor. Zaman zaman o bölgeyi en çok kullanan seçmene sahip Çınartepe Mahallesi Muhtarı Okan Girgin bu konuyu gündeme getiriyor.

Sayın muhtarın çağrıda bulunduğu bir konu daha var ki, ben de aynı talebi buradan yineliyorum. Karaelmas Köprülü Kavşağı'nın dar tutulması sürücüleri zorluyor. Kazalara neden oluyor. Allah muhafaza can yanmadan kavşağın genişletilmesi ve standart hale getirilmesi gerekiyor. Çok zor değil, kaldırım 2-3 metre kenara doğru genişletilse yeterli olacak. Böylece çok basit bir çalışmayla kazalar önlenmiş olacaktır. İlgililerin dikkatine diyoruz! 

O GEÇİDE TEDBİR ALINSIN!

Şehirde aksaklıkların bir kısmı da bizlerden, yani halktan kaynaklanıyor. Mesela Belediye geçidimiz var. Yaya köprüsünü geçince çevre yolunun üzerindeki Belediye geçidinden bahsediyorum. Orada trafik lambaları, hatta o lambalarda sesli uyarı sistemi bile var ama uyarıları takan yok. Yanlış hatırlamıyorsam sesli uyarı sistemine, sosyal sorumluluk projesi kapsamında kentimizde üniversite okuyan öğrenciler vesile olmuştu. Kendilerine teşekkür ediyorum.

Fiziki şartlardan kaynaklanan eksiklikler var. Bunu kabul ediyorum. Ama kuralı takmamak gibi pis huyumuz var. Kırmızı ışık yanınca yayalar -sanki yeşil lamba yanıyormuşçasına- salına salına karşıdan karşıya geçiyor. Başka şehirden gelen araç sürücüleri haliyle bu duruma şaşırıp kornayı basıyor. Bizimkiler korna bastı diye utanacağı yerde sürücülere çıkışıyor.

Bu hayati kural hatasını hemen hepimiz yapıyoruz bu kentte. Orada öyle bir düzen-siz-lik var maalesef.

İyi de çocuklarımıza trafikteki evrensel trafik bilgilerini nasıl göstereceğiz? Onlara nasıl örnek olacağız? Yeşil ışıkta da kırmızı ışıkta da karşıdan karşıya geçildiğini gören çocuklarımıza, "Bak evladım, kırmızı ışıkta mutlaka beklenir. Yeşil ışıkta geçilir" diye nasıl anlatacağız?

Ters durumlar... Zor meseleler...

Aslında izahı yok bunun. İzahı olmayanın mizahı olur diyeceğim de, bu işin şakası yok.

Can yanmasın istiyoruz.

Bunun için önce herkes kendinden başlayarak en basit şekliyle sabırlı olmalı ve kurala uymalı. Yetkililer de önleyici tedbirler almalıdır.

STAT, HASTANE

Bu şehrin bir stat sorunu da var. Açık tirübünlerdeki çalışmalar nedeniyle maçlar Devrek'teki statta oynanacak. Şehrin göbeğinde kalmış stada bugüne kadar alternatif bir şehir stadı yapılmamış olması başlı başına hatadır. Hemen üstünde hiç olmayacak yere sıkıştırılan hastane inşaatının bir türlü bitirilememiş olması da apayrı bir eksikliktir. Hele geçmişte Sağlık Bakanı'nın 'yer ayarlayın 500 yataklı hastane yapalım' teklifine rağmen (koskoca şehirde bir hastane yeri bulamayıp daha düşük yatak kapasiteli bir hastaneye razı gelinmesi ve bunun bile yıllarca bitirilememiş olması) garabettir.  

Hastane projesinde otopark düşünülmemiş olması ise garabet ötesidir. 

Peki bazı olumlu gelişmelerle yukarıda anlatmaya çalıştığım ilginç hatalar ölçeğinde Zonguldak değişim ve gelişimini tamamalayabilecek mi?

Karaelmas kabuğunu kırabilecek mi?

İşte bütün mesele burada düğümleniyor. 

Bunun için önce zihniyet dönüşümü şart. Bu şehirde etkili etkisiz herkes evvela; şehrin menfaatini, kendi çıkarından önde tutmak zorunda.

Bu şehirde günü kurtaran değil; bugüne ve geleceğe ışık tutan, halkın yaşantısını kolaylaştıran adımlar atmak zaruri hale gelmiştir. 

O HEYKELE YAZIK!

Valilik binası ile SGK İl Müdürlüğü arasında sıkışmış kalmış bir heykelimiz var. Yol kenarına park eden araçların arasında kimsenin gördüğü ettiği yok. Dünyanın masrafı yapılmış, oraya dikilmiş ama yeri yanlış. Dikkat çeken bir yerde değil. Benim bildiğim heykeller, bir şehrin en görünür yerinde olur.

Zonguldak'ın simgesi olan bu heykel, Ankara istikametinden şehre girişteki kavşağa taşınırsa daha görünür hale gelir. Hem şehre ilk kez gelenler için de güzel bir karşılama olur. 

Madenci baretiyle eli topraktan yukarıya çıkan madenci heykelinin ışığı yansa, "Emeğin başkentine hoş geldiniz" yazısıyla..

Ne güzel olur öyle değil mi?

Bu şehri sevdiğini söyleyenler, çevreciler, şehirciler, mimarlar, muhtarlar, bürokratlar ve siyasetçiler...

Bir kez düşünün derim.

Sağlıcakla...