Devir değişti, insanlar tuhaflaştı.

Tıpkı insanlar gibi mevsimler(iklimler) de değişti.

Mesela Aralık'ta beklenen fırtına, Kasım'da geldi, hem de kasırga olarak.

Her tarafı yıktı geçti.

Cadde ve sokaklar Gazze'deki yıkımı aratmadı.

Karadeniz'in en güzel sahili(Ereğli) ne yazık ki tarumar oldu.

3 vatandaşımız sel sularında boğularak can verdi.

Vefat eden vatandaşlara Allah'tan  rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

En güzel anılarımızın geçtiği gözbebeğimiz olan sahillerimiz, yerle bir oldu.

Karayel karşısında acizliği ve çaresizliği iliklerimize kadar yaşadık. Dalgalar öyle şiddetli vurdu ki koca gemi ortadan ikiye bölündü. Allah'tan mürettebat kurtarıldı. Fakat az ötedeki mendireğe çarparak batan gemide bulunan mürettebat, ne yazık ki onlar kadar şanslı değildi. Gemideki 12 görevliden birinin cansız bedeni kıyıya vurdu. 11 kişiyi arama çalışması devam ediyor.

Ne kadar güçlü olursanız olun, ne kadar mühendislik hesaplar yaparsanız yapın, Yüce Allah'ın azameti karşısında aciziz...

Doğal afetler karşısında çok çaresiziz.

Ancak insana düşen; akla, mantığa ve bilime uygun hareket etmektir.

Eskiler buna "Tedbir kuldan, takdir Allah'tan" demişler.

"Eşeğini sağlam kazığa bağlayacaksın" demişler.

Demişler; ama uygulamaya gelince, işler pek yolunda gitmemiş.  

***

Zonguldak merkezde de büyük tahribat vardı.

Geçen yaz hizmete giren yeni sahilimizde büyük hasar oluştu.

Denize yakın inşa edilen tahta kaplamalı gezi yolu, karayelin sürüklediği hırçın dalgalara dayanamadı.

TOKİ tarafından çift katlı inşa edilen sahil projesi, genel olarak beğeniyle karşılanmıştı.

Ama denize yakın bölümlerin ahşap olarak dizayn edilmesi, "Acaba denizin tuzlu suyuna dayanır mı?" şüphelerini de beraberinde getirmişti.

Ne yazık ki ilk fırtınada ağır hasar gördü. 

Halbuki büyük fırtınaların görüldüğü Zonguldak'ta bunun dikkate alınması gerekiyordu.

Zonguldak'ın coğrafyası kadar dalgaları da zordur. 

Geçmişte can kayıplarına yol açan fırtınaları, hala hafızalarda yerini koruyor. 

Böylesi hırçın dalgalara sahip kıyı şehirlerine çok sağlam planlama ve düzenleme gerekiyor.

Umarım sahilimiz fırtınaya göğüs gerecek bir yapıya kavuşturulur.

Bu afet, ayrıca Zonguldak halkının ne kadar çevreci(!) olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yağışlarla birlikte su seviyesinin yükseldiği dereden limana çöp akıyor.

Her yağış sonrası bu şehir, bu kısırdöngüyü yaşıyor.

Peki bu dereye çöpleri kim atıyor?

Elbette bu şehrin insanı, bu kentin esnafı atıyor.

Uzaylıların atacak hali yok.

Ama bu defa fırtına sağlam vurdu, hiç olmadığı kadar çöpü şehre iade etti.

Sahil adeta şehir çöplüğüne döndü.

Manzara çok ibretlikti.

Allah bir daha yaşatmasın.

İbret ve önlem almayı nasip etsin.

Doğal denge, hatayı affetmiyor.

FB_IMG_1700734009448