Gözyaşı, yetersizliğimizin bir ifadesi olarak düşünülür. Ancak bugün biraz daha açıp farklı bir çalışma yapmayı düşünüyorum.

Sabrın kalmaz, zayıflığını ilan edersin. Güçlüler karşısında acizliğini anlatırsın.

Doğduğumuzda bile ağlayıp gözyaşları dökerek gelmişiz dünyaya. Halen de devam ediyor gözyaşları. Öldüğümüzde ise biz gözyaşı dökemesek de, dökenler olacaktır muhakkak arkamızdan  bize…

Hayat seni ezer, ezdirir, yorar, yordurur… Çekilen çilelere, gam ve kederlere, üzüntülere karşılık gözlerinden damlaların dökülmesine engel olamazsın… Bazen de dayanamayıp bir köşede dökersin gözyaşlarını dualarınla birlikte… Rahatlamaya çalışırsın  olabildiğin kadar…

Dök gözyaşlarını kimseler anlamaz, anlayamaz seni…Belki de gözyaşların seni anlıyordur. Hayatın işkencelerine, çilelerine dayanamayıp hıçkırıklara, gözyaşlarına boğulursun. Boğulursun belki de gözyaşlarında da boğulursun. Sesini kimselere duyuramazsın. Ama olsun seni duyan, gören Yaradan’ın var ‘O her şeye yeter’.

Evet O’na sığınırsın gözyaşı ve dualarınla beraber. Kimseler seni anlayamazsa da O seni anlayacaktır. Elbet bir gün sana dönecektir. Derdine derman, dualarına kabul verecektir.

Belki de Allah’a yaklaşmamız gerekiyor. Gözyaşı dökerek yaklaşıyoruz. Biliyoruz ki O’na ne kadar yaklaşırsak, O daha çok yaklaşacaktır bizlere…

Allah’ım! Mazlum, çilekeş, hasta, üzgün kullarınızı (her ne kadar sana layık olamazsalar da) gözyaşları ile bırakmayın. Tebessümlerle çiçekler açsın gönüllerinde. Dualarına da acil kabuller ihsan eyleyin… (Amin)