İzmir, Erzurum ardından Ankara’da gerçekleşen eğitimde bağımlılık farkındalığı hakkında bilgi verilirken Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peyami Çelikcan tarafından uyuşturucu kullanan kişilere yönelik tasvirlerin, betimlemelerin haber metninde nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalar yapıldı.Atölye çalışmalarının da yapıldığı eğitimde uyuşturucu bağımlılığı ve medya eğitimi alan basın temsilcileri tarafından örnek hikayelerden haber çalışmaları gerçekleştirildi.

 

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Müdürü Savaş Yılmaz eğitim de yaptığı açılış konuşmasında uyuşturcu madde bağımlığıyla ilgili gençlerde madde kullanımında en önemli etkenin “merak” olduğunu vurgulayarak, bu konuya sadece habercilik açısından değil, anne, baba, kardeş gözüyle bakılmasını da isteyerek,“Bugün bizim ülkemizde, illegal bir maddeyi deneme oranları yaklaşık yüzde 2,7-3 civarında. Bunu rakamlara vurduğunuzda yaklaşık 3 milyon kişinin Türkiye'de bağımlılık riskiyle yüz yüze olduğunu, yani bir deneme evresi geçirdiğini söyleyebiliriz. Bu rakam, çok büyük bir rakam. Birçok Avrupa ülkesinin nüfusunun yarısı belki de tamamı. Bizim sahalarda yaptırdığımız bazı araştırmalara göre de gençlerde bu trendin gerçekten arttığını görüyoruz. Bugün İstanbul'da liselerde yapılmış bir araştırma da her 10 çocuktan birinin illegal bir maddeyi denediğini gösteriyor.” dedi.

“TÜRKİYE MÜCADELE ETMEK ZORUNDA KALIYOR”

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, Yılmaz’ın ardından kürseye çıkarak yaptığı konuşmasında uyuşturucu kaçakçılığında terör örgütlerinin Türkiye’yi yol olarak kullanarak dünyaya yayıldığını bu neden Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda bıraktığını ifade ederek "Enerji kaynaklarına yakınız, hatta geçiş noktası üzerindeyiz. Orta Asya'dan gelen o bütün petrol, doğalgaz sirkülasyonu, Orta Doğu'dan gelen, Türki Cumhuriyetlerden gelen, Arap ülkelerinden gelen tüm o geçiş nokta üzerinde yer alıyoruz.


Aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılarının en çok kullandığı yolun üzerinde de yer alıyoruz. İşte Afganistan'da, Pakistan'da ya da Asya'nın iç kesimlerinde üretilen uyuşturucu belli işlemlerden geçirilerek Türkiye üzerinden Avrupa'ya iletilirken ya da çok yakın coğrafyalarda Avrupa'ya ve dünyaya yayılırken hep ülkemizi kullanıyorlar. Bizim karşılaştığımız tehlikelerin en büyük olanı bana göre bu; bizim böyle bir coğrafyada yer almamız. Uyuşturucu kaçakçılığından para kazanıp onu silaha yatırıp yıllardır devletimizin başına, bizim başımıza musallat olan bir örgüt. Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması için bu enerji kaynaklarında gözü olanlar, uyuşturucu kaçakçılarıyla da el ele vererek neler yapabileceklerini hep birlikte planlıyorlar. İşte ondan dolayı karşımıza PKK, FETÖ, DHKP-C bilmem şu bu bir sürü bela açılıyor. Bir sürü terör örgütüyle Türkiye mücadele etmek zorunda kalıyor." diye konuştu.

 

“AVRUPA’DA SOSYAL YAPI ÇATIRDIYOR”

 

Akarca son olarak şunları söyledi: "Mesela bizim bugün karşımıza çok büyük bir sorun olarak çıkmadı ama İngiltere'de, İngiltere'nin uğraştığı en büyük problemlerden birisi 'çocuk anneler'. Biz ülkemizde çok fazla buna bezer olaylar olduğunu düşünüyoruz ama bizde tek tüktür. İngiltere'de başa çıkılması çok zor bir sorun haline geldi. 13 yaşında, 12 yaşında, 14 yaşında anne olmuş fakat annesi tarafından da reddedilmiş birçok çocuk anne var. ve onların dünyaya getirdiği çocuklar var. Sosyal yapılar Avrupa'da çatırdamaya başladı. İçkiye olan düşkünlük tahmin edemeyeceğiniz boyutlara ulaştı. Özellikle İskandinav ülkelerinde, orada yaşayan arkadaşlarımın da anlattığı 'kimse ayık gezmiyor' diyorlar. Hava zaten karanlık, millet kasvetli, onları içkiden alıkoyabilecek herhangi bir manevi duyguları da yok, dolayısı ile vermişler kendilerini içkiye. Bu dünyanın birçok ülkesinde böyle ve içki ayrılıkların en büyük sebebi. Google'dan araştırabilirsiniz Türkiye'de boşanma oranları nedir, Avrupa'daki boşanmaların oranı nedir, Türkiye'de tedavi gören alkolik sayısı kaçtır, Avrupa'da, Amerika'da kaçtır?"

 

“BU MÜCADELE ÇOK YÖNLÜ”

 

Eğitim programına konuşmacı olarak katılan Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik madde bağımlılığıyla ilgili şunları söyledi: “Yeni bir uygulama dönemine girdik. Bununla ilgili 3 yıllık strateji ve eylem belgemizi yayınladık. O uygulamanın içindeyiz. Yaklaşık 2 yıldır o uygulamayı diğer bakanlıklar, STK’larla ve özellikle Yeşilay’ın yoğun bir desteği ile sürdürüyoruz. Politikanın 3 ana başlığı var. Bir tanesi uyuşturucunun üretimi, dağıtımı, satışı konusunda etkin mücadele. Burada ağırlıklı olarak kolluk güçleri, Gümrük Ticaret, Jandarma, Emniyet ve diğer kolluk güçleri önemli bir pay alıyor. Sonra bunun talebi ile mücadele. Yani uyuşturucunun kullanımını engellemeye yönelik Sağlık Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı, Milli Eğitim, Aile Bakanlığı, STK olarak da Yeşilay’ın güçlü bir şekilde yer aldığı mücadele boyutu var. Bir diğer aşaması da iletişim boyutu. Bunun halka anlatılması, çocuklarımıza Hayır deme alışkanlığının kazandırılması, pozitif davranış ve alışkanlıkların kazandırılması ile ilgili bir sürü içeriği olan iletişim çerçevesinde bu mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdürmek istiyoruz. Bugün sizlerle birlikteyiz. Yerel basını bu mücadelede güçlü kılmak ve farkındalık yaratmak için beraberiz.


Bu mücadele çok yönlü. Birçok kurumumuzun katılımı ile devam ediyor. Bu mücadele neden bu kadar önemsendi sorusunun cevabını verirsek birincisi bu sentetik uyuşturucular çok kritik öneme sahip. Ölüm sayılarını çok arttırıyor. Sonuçta bir gencimizin dahi bu uyuşturucudan ölmesini istemiyoruz. Diğer nokta terörün önemli bir finansal kaynağı olması. Yıllık bir buçuk milyar dolarlık bir gelir tahmin ediliyor teröre. O yüzden bunu sıfırlamak istiyoruz. Bu anlamda Lice bölgesinde yapılan operasyonlar ve bunun devamlılığı ile ilgili operasyonlar çok büyük etki yarattı. Ayrıca sınır kapılarında alınan güvenlikler artık Türkiye’nin kolay bir geçiş güzergâhı olmadığını ortaya koydu. Alternatif yolları bulmaya ve denemeye çalışıyorlar. Türkiye bu anlamda kararlılığını çok iyi gösterdi. Bir diğer kritik nokta da artık testi kırılmadan, sorun daha fazla büyümeden önüne geçmek istiyoruz.”