Gençliğimde Zonguldakta neredeyse bütün plaklarımı Rodim den satın almışımdır.
Kör seyfi,soli bant kayıt stüdyosu, Ertan Kitabevi, Gürdal, Mine Mağazalarında da plak satılırdı ama bana müzik sevgisini Kemal abi öğretmiştir.
Müzik konusunda bilgiliydi. Neredeyse her gün yeni plak gelirdi. Piyasayı yakından takip ederdi. İMÇ de yeni çıkan plakları hemen getirirdi.
Cebimdeki son parayı hep plağa yatırırdım. Annem"Ne olacak oğlum bu kadar plak" derdi. Odam plak doluydu ,lise arkadaşlarımdan hiç kimse de pikap yoktu bu yüzde yaş günü partileri hep bizim evde olurdu.
Kemal Abi Plak kapaklarını büyük bir özenle dükkanın camına sıralardı. Ellettirmezdi kimseye plakları kimseye dinletmezdi sadece bana ellettirirdi.
Bir Ted Koleji çayında disjokeylik yaparken ona asistanlık yapmıştım.Plak çalınırdı o'zamanlar. Zonguldak ta Amerikan filmlerinde gibiydik.
Sıradaki parçayı plağın zarfından çıkarır ona uzatırdım.Dans eden kolej kızlarının ruh durumu ve atmosfere göre şarkı seçimi yapardı Kemal abi. Teksas çizgi roman kahramanı Rodi yi logo olarak kullanmıştı.
Bu logo hala eski 45 lik plakların üzerinde çıkmaktadır.
Zonguldak'ın yakından tanıdığı ve sevdiği eski esnaflardan 'Rodim Kemal' Kemal Yıldırım Plak ve Kaset deyince akla gelen ve O yıllarda Zonguldak insanının, etkinlik ve eğlencelerinde sayıyla gösterilebilen ve zor bulunan ses sistemlerini kurarak müzik ihtiyacını karşılayan bir döneme imzasını atmış bir kişiydi.
Plak çağı yavaş yavaş sona ermeye başladığında kaset dönemi başlamıştı.Artık plaklar satılmıyor sadece kaset dolum işlemlerinde kullanılıyordu.
Uzunca bir dönem kaset dolumdan plakçılar çok para kazandılar. Rodim Kemal de çağa ayak uydurarak kendi dükkan logolu kaset kapakları yaptırmıştı.
Bende evde hazırladığım şarkı listelerini kemal abiye getirir crom dioksit kasetlere dolum yaptırırdım.
Yasal olmayan kaset dolum işlerine daha sonra bandrol yasası çıktı ve kaset dolumlar yasaklandı.
Plakçılar bir süre daha hazır dolum kasetleriyle idare etselerde kendi doldurdukları kaset işi gibi karlı olmadığından zaman içinde kasetçilik de yerini yan işlere bıraktı.
Rodim Kemal önce çiçekçi dükkanı oldu ardından bu iş yürümedi dönerci dükkanı oldu bu işde bir süre yürüdükten sonra Rodim tarihin tozlu sayfalarına karışmış oldu.
Ben 2013 yılında plakçı dükkanını açtığımda Kemal abinin 2012'de bir otel odasında yalnız başına ölü olarak bulunduğunu öğrendim.
Rodim Kemal Üniversitede okuyan Kızınının intiharından sonra sağlığı bozulmuş eşinden ayrılmış son yıllarını yalnız başına geçirmiş.
Elbette Zonguldaklıların gönlünde büyük taht kurmuş bir dönemin müzik piyasasına damgasını vurmuş Rodim Kemal in ölüm haberi şehirde büyük bir üzüntü yaratmıştı.
Ankara da okuyan bir oğlu olduğunu ise sonradan öğrendim.
Gel zaman git zaman bizim plak tedarikçimiz rahmetli Ali abi bir gün elinde bir tomar 45lik plaklarla dükkana geldi.
"Bak bakalım Birol bunlarda almak istediklerin var mı" diye sordu.
Ben plakları tek tek incelerken içlerinden birinde Rodim Plak logosunu görünce sevincimden havalara uçtum. Ali abi benim eski bir sevgili görmüş gibi bu kadar sevinmeme anlam veremedi alt tarafı onun için beş lira değerinde bir plaktı ama benim için manevi değeri çok büyüktü.
İşte ogün Kemal abinin plaklarına ne olduğunu düşünmeye başladım ve dükkanındaki plakların peşine düştüm.
Zonguldak taki bütün eski dostlara haber saldım hiç kimse plaklara ne olduğunu bilmiyordu.Oğlunda bile değilmiş. Tam plaklardan umudumu kesmişken bir sabah dükkana uzun sakallı biri geldi.
Kapının girişinde durdu."Birol beni hatırladın mı" dedi.
Düşündüm hafızamı zorladım bir yere oturtamadım. Tanıyamadım dedim. Ben Cengiz Rodim Kemal in yeğeniyim . Datçada yaşıyorum turistlere dövme yapıyorum.
Benim plakçı dükkanı açtığımı facebookda öğrendiğinde benimle konuşmaya gelmiş.
Biliyormusun Birol dayımın bütün plak arşivi ve cihazları bende duruyor. Sana Türkçeleri satmak istiyorum yabancıları vermem belki ileride bir cafe açabilirim ama Türkçeleri alabilirsin.
Benim o anki şaşkınlığımı sizlere tarif edemem.Hani lost dizisinde bazı aydınlanmalar yaşanır flashback li geri dönüşler olur ya işte öyle bir şeydi benim o anki yaşadıklarım.
Oturduk konuştuk uzun süre sohbet ettik. O zaman için baya yüklüce bir fiyata anlaştık.
Bir gün kararlaştırıp ben arabamla Datçaya plakları almaya gittim. Uzun bir yolculuktan sonra buluştuk ve evine gittik.
Fotoğrafını paylaştığım dükkan içi görüntüsündeki bütün plaklar,anfiler,hoparlörler deck teypler plaklar bir odanın içinde yerde karşımda duruyordu.
Plakları ayırmaya başladım 275 tane long play çoğunu dükkandan hatırladığım yüzlerce plak yıllar sonra tekrar elimden geçiyordu.
Her şey vardı içlerinde.
Rock büyükleri: Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray, Edip Akbayram, Ersen, Selda
Arabesk devleri: Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Hakkı Bulut, Orhan Gencebay, Kibariye
Sanat müziği ve halk müziği ustaları: Zeki Müren, Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Hamiyet Yüceses… ve daha nicesi.
Yükledim plakları arabaya vedalaşma teşekkür edip ayrıldım Cengizden .
İzmire geldim plakları eve indirdim seyredip duruyoruz Tülünle karşısına geçip . Parça parça dükkana indiriyorum.O zamanlar büyük olay olmuştu camia içinde pek çok plaksever faydalanmıştır bu furyadan.
Tabii o dönemler plağın bol müşterinin az olduğu yıllardı.
Bana biraz ekmek yedirdi bu plaklar rahmetle anıyorum Kemal abiyi de buradan ona hayır dualarımı gönderiyorum. Nur içinde huzurla yatsın mekanı cennet olsun .
Plakçılık işte böyle bir meslek iyi niyetli ve temiz kalpli olacaksın ve haline şükretmeyi bileceksin. Aza tamah edeceksin aç gözlü obur olmayacaksın.
Aslında plakçılık sonradan öğrenilecek iş değil. Kültürel bir birikim olacak; parasal değil, geçmişe ait bir ruh birikimi.
Birol Üzmez-1 Kasım 2025
Fotoğraf: Rodim Kemal ve Plak Evi...
Zonguldak Nostalji





