Taşçılar yaptığı açıklamada, “50’den fazla yöntem var ancak biz dünya sağlık örgütlerinin önerdiği 4 yöntemi uyguluyoruz. Bunlardan birincisi kelepçe –ki çok fazla uygulanmıyor, ikincisi tüp mide uygulaması, diğerleri de bypass ve duodenal switch dediğimiz bağırsakların da işin içinde olduğu cerrahi yöntemler. Bypass ve duodenal switch’ten sonra hastanın yaşam kalitesinde bir miktar bozulma görüyoruz.
O yüzden en çok tercih ettiğimiz yöntem tüp mide uygulaması” diyor. Taşçılar, obezite cerrahisinin oldukça riskli bir yöntem olduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor: “İçinde narkoz, kesme, biçmenin olduğu oldukça ciddi bir ameliyat gerçekleştiriyoruz. O yüzden çok dikkatli, tüm tedbirlerin alınarak yapılması gereken bir işlem. En çok karşılaşılan, midenin dikildiği zımba hattında kaçak oluşması.
Yine aynı bölgede kanamalar oluşabilir ya da bacak damarlarında pıhtı atarak akciğer veya beyinde hasarlara neden olabilir. O yüzden çok özen gerektiriyor. 15 günlük püreyle beslenmenin ardından hastalarımız 2.5-3 ayda normal şekilde beslenecek duruma geliyorlar.” düşüncelerine yer verdi.
Kaynak: www.iyiliksaglik.net