GMİS'in Olağan Genel Kurulu, Dedeman Otel'de başladı.

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu, Hamdi Uçar, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Uysal, siyasi parti temsilcileri, maden işçileri, Şehit aileleri ve STK temsilcileri katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, "Mücadele tarihi kömür üretiminin başladığı 1848 yılına kadar uzanan Sendikamız, resmi olarak 1946 yılında kurulmuştur ve verdiği hak ve demokrasi mücadelesiyle Türkiye’de ve dünyada saygın bir yer edinmiştir. Sendikamızın kurucularını, Sendikamızı bugünlere taşıyan genel başkanlarımız ile tüm yöneticilerimizi saygıyla ve şükranla anıyorum. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara uzun ömürler diliyorum. 76 yıldır, şartlar ne olursa olsun Sendikasının öncülüğündeki her mücadelede en ön saftaki yerini alan maden ve MTA işçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hayatta olmayanlara Allah’tan rahmet diliyorum. 14 Ekim 2022 tarihinde TTK Amasra Müessesemizde meydana gelen grizu faciasında hayatlarını kaybeden 42 maden şehidimize, grizu facialarında, göçüklerde, iş kazalarında yitirdiğimiz tüm maden ve MTA şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum." dedi.

Yeşil, konuşmasında şunları söyledi:

"Amasra Müessesesi’nde 14 Ekim 2022 tarihinde büyük bir acıyı yaşadık.

42 arkadaşımız şehit oldu.

Elbette hata ve ihmaller olmasa böyle bir kaza meydana gelmezdi.

Kaza ile ilgili soruşturmalar, adli süreç ve incelemeler sürüyor.

Kaza ile ilgili gerek adli gerekse inceleme süreçlerini yakından takip ediyoruz.

İhmali bulunanların, kazanın sorumlularının en ağır cezayı almalarını talep ettik. Israrla ve kararlı şekilde, sonuç alıncaya kadar süreci takip edeceğiz.

Amasra Maden Şehitlerimizi unutmayacak ve asla unutturmayacağız.

Tüm maden şehitlerimizin ve tüm şehitlerimizin mekanları Cennet olsun.

Bizler bu acıları bir daha yaşamamak için, bu tür kazaların bir daha meydana gelmemesi için yapılması gerekenleri tartışıyoruz.

Ülkemizde başta madencilik sektörü olmak üzere iş kazalarının önlenebilmesi için atılacak her adıma destek ve katkı vermeye devam edeceğiz.

2019-2023 döneminde dünyada, bölgemizde ve ülkemizde önemli gelişmeler yaşandı.

Dünyada 2019 yılı sonunda ortaya çıkan ve Mart 2020 tarihinden itibaren ülkemizde de etkisini gösteren Covid-19 Salgını bu döneme damgasını vurdu. Birçok kamu ve özel sektör işyerlerinde tüm üretim ve hizmetler bir süreliğine tamamen durdu.

Pandemi; iş hayatından ekonomiye, sosyal hayattan, günlük yaşama kadar tüm toplumsal düzeni olumsuz etkiledi.

Aynı dönemde Suriye, Irak gibi komşu bölge ülkelerinde yaşanan gelişmeler ve çatışmalar, Ukrayna-Rusya savaşı, Batılı ülkelerin Rusya’ya karşı aldığı ekonomik yaptırım kararları bölgemizdeki, sadece siyasi değil aynı zamanda ekonomik dengeleri de etkiledi.

Bugün Türkiye’de yüksek enflasyon nedeniyle düşen alım gücünü yükseltmek için asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar yapılan ek zamlarla, yeni yeni ekonomik paketlerle önlemler alınmaya çalışılsa da hayat pahalılığına kalıcı bir çözüm bulunabilmiş değil.

Yarının hesabını, bugünden yapamaz hale geldik.

Bir yandan işsizlik rakamları artarken diğer yandan ucuz ve niteliksiz işgücünün yaygınlaştırılması çabaları, emekçileri ek iş yapmaya, emeklileri çalışmaya zorluyor.

Türkiye’nin bu sorunları çözecek, her engeli aşacak güçlü bir potansiyeli mevcuttur.

Yerli ve milli sosyo-ekonomik politikalar üretilerek, bu potansiyel acilen harekete geçirilmeli, halkımızın ve emekçilerin refah düzeyi yükseltilmelidir.

Resmi rakamlara göre yaklaşık 16 milyon işçiden yüzde yüzde 86’sı herhangi bir sendikanın üyesi değil.

Sendika üyesi olan işçi sayısı ise yalnızca 2 milyon 330 bin.

Yani 14 milyona yakın işçi sendikasız, örgütsüz, iş güvencesiz çalışmak zorunda bırakılıyor.

Örgütlenmenin Anayasal bir hak olmasına rağmen bu tablo düşündürücüdür.

Bu tabloyu tersine çevirme mecburiyetindeyiz.

Sendikal özgürlükler genişletilmeli ve örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak sendikal mücadelemizi, Türkiye’nin dört bir yanında sürdürme kararlılığındayız.

Ülkemizin dört bir yanındaki işletmelerde alın teri döken tüm maden işçilerini Sendikamızın çatısı altında toplamak için başlattığımız örgütlenme çalışmalarını seferberliğe dönüştüreceğiz.

Dünyada son dönemde yaşanan en önemli sorunların başında enerji krizi geliyor. Enerji odaklı yaşanan savaşlar, çatışmalar ve politik gerilimler nedeniyle enerji hammaddelerinin temininde ciddi sorunlar yaşanıyor. Enerji fiyatları tarihte görülmemiş bir şekilde hızla yükseldi. Enerji maliyetlerindeki artışlar gıdadan hizmet sektörlerine kadar birçok alanda yatırımları ve fiyat dengesini olumsuz etkiledi.

 “Yerli ve milli üretim” politikalarının oluşturulmasının önemi bu dönemde çok net olarak bir kez daha ortaya çıktı.

Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ülkeler dahi kendi yeraltı ve yerüstü kaynaklarını değerlendirmek için politika değişikliklerine gitmek zorunda kaldı.

Türkiye de ithalatçı politikalardan vazgeçmeli, yerli ve milli kaynaklarını harekete geçirmelidir.

Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi, Zonguldak ve bölgesinin enerji üssü olma özelliğini pekiştirirken doğalgazda dışa bağımlılığın azaltılması yönündeki umutları da arttırdı.

Yerli ve milli kaynağımız, sanayinin ve demir-çelik sektörünün stratejik hammaddesi taşkömürü üretiminin de artırılması ve taşkömürünün de yeniden ülkemiz sanayisinin lokomotifi olma özelliğine kavuşturulması gerekiyor.

Soma faciasının ardından maden şehitlerinin yakınlarına tanınan haklardaki tarih sınırlandırmasının kaldırılmasıyla ilgili Maden Şehit Aileleri Derneğimiz ile birlikte mücadele verdik.

Amasra kazasının ardından ilgili yasada yapılan değişiklik Meclis’te kabul edildi ve tarih sınırlaması kaldırıldı.  Ayrıca maden şehit ailelerinde hak sahiplerine aylık bağlanması kararı yasaya eklendi.

Mücadelemize büyük destek veren TÜRK-İŞ Genel Başkanımız Sayın Ergün Atalay başta olmak üzere emek veren, duyarlılık gösteren, katkı ve destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyetimizin ilk yıllarında sahip çıktığı ve Türkiye’de kömür sektöründe tarihsel birikime sahip olan, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na,  Türkiye Kömür İşletmeleri’ne, Maden Tetkik Arama Kurumu’na, özkaynaklarımızı ülke ekonomisine katan rödevanslı işletmelere ve madencilik sektörümüze sahip çıkılmasını istiyoruz.

Maden Tetkik Arama Kurumu, ülkemizde yeraltı zenginliklerimizi arayan ve bulan bir kurum olarak yerli ve milli kaynakların değerlendirilmesinde ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sağlamaktadır.

MTA’nın istihdamı artırılmalı, sondaj çalışmaları için kalifiye eleman yetiştirilmelidir.

Her fırsatta söyledik, söylüyoruz.

Biz madenciler, iş sağlığı ve güvenliğinin tam anlamıyla sağlandığı çalışma şartlarında üretimi artırmak, ülkemize ve milletimize daha çok hizmet etmek istiyoruz. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerimize önümüzdeki günlerde başlayacağız.

Yüksek enflasyonla birlikte gerileyen alım gücünü yükseltmek en öncelikli hedefimizdir.

Eşit işe eşit ücret istiyoruz.

Düşük ücret sorunlarının çözülmesini istiyoruz.

Vergide adalet istiyoruz. Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında da almak istiyoruz.

Çalışma hayatımızdaki kökleşmiş sorunlara kalıcı çözümler üretilmesini istiyoruz.

Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun işçi açıklarının giderilmesini ve norm kadroyla çalışır hale getirilmesini istiyoruz.

Maden Tetkik Arama Kurumu’nun daha aktif hale getirilmesini istiyoruz.

Biz yerli ve milli üretim ekonomisini savunuyoruz.

Bizler işimize, ekmeğimize, işyerimize sahip çıkmanın, halkımızın ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmak olduğunu çok iyi biliyoruz. 174 yıldır bu topraklarda kömür üretiyoruz.

Üretim ve mücadele tarihimizin başladığı 1848 yılından bugüne kadar bölge insanı olarak ve Sendika olarak çok büyük acılar yaşadık, büyük bedeller ödedik,  büyük zorluklara göğüs gerdik, ama her zorluğu birlik ve beraberlik içinde aştık.

Onun içindir ki, yılmadan, omuz omuza vererek hep birlikte mücadelemizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.

Şehitlerimizi asla unutmadan, onların hatırasını yaşatarak, insanca çalışıp insanca yaşayacağımız koşulları sağlama mücadelemize devam edeceğiz.

Genel Maden İşçileri Sendikası ve madenciler olarak her şart altında demokrasiye sahip çıktık, sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Biz emekçiler ve demokrasiden yana olan insanlar omuz omuza vereceğimiz mücadele ile birlik ve dayanışma içinde sorunları tek tek çözecek, engelleri aşacak ve Türkiye’yi, ulusumuzu ve tüm emekçileri daha güzel günlere taşıyacağız.

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” sözüyle hedef gösterdiği barış içinde yaşanan, savaşsız, sömürüsüz, insan haklarına dayalı bir düzen için her şart altında mücadelemizi sürdüreceğiz.

174 yıllık üretim kültürünün, 76 yıllık demokrasi, hak ve sendikal mücadelenin temsilcisi Genel Maden İşçileri Sendikası olarak ülkemiz işçi sınıfının ve tüm emekçilerin haklarının geliştirilmesi mücadelesinin öncüsü olmaya devam edeceğiz.

Omuz omuza, birlikte mücadelemizle; Sendikamızı, kurumlarımızı, ülkemizi ve milletimizi daha ilerilere taşıyacağız. Bu mücadelede her zaman yanımızda olan Türk-İş Genel Başkanımız Ergün Atalay ve yönetim kuruluna özellikle teşekkür ediyoruz.

Milletvekillerimize, siyasi partilerimize, demokratik kitle örgütlerimize, sendikalarımıza, yerel yönetimlerimize, esnafımıza ve halkımıza çok teşekkür ediyoruz. Birlikte mücadelemizle işimize, ekmeğimize, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sendikamızın görünmeyen ama bütün bu imkanları, gecesini gündüzüne katarak en ince ayrıntısına kadar düşünüp hazırlayan sendikamızın

Başkandan madencilere bayram müjdesi! Başkandan madencilere bayram müjdesi!

değerli personeline de teşekkür ediyorum. Bu duygularla tekrar Genel Kurulumuzun hayırlı olmasını diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum." dedi.

VALİ TUTULMAZ: BİRLİK BERABERLİKLE GEÇİRELİM

Genel Kurul toplantısında konuşan Vali Mustafa Tutulmaz, kentin taşkömürü ve doğalgaz potansiyeli ile birlikte ülke sanayisine önemli bir katkı verdiğini, ayrıca USB yatırımlarını da sağladığına dikkat çekti.

Zonguldak'ın turizm değerlerinin de her geçen gün arttığını ifade eden Vali Mustafa Tutulmaz, "Günlerimizi kavgayla değil birlik beraberlikle geçirilmesi gerekir" dedi.

4fa45a45-812d-4bc7-b17a-7c7dd80260d3

4a082c5f-c47a-4de7-b770-84a7fde33aaf

Editör: Abdullah KARABACAK