Ordu'da eski eşi Elvan Sözkesen'i yakan Erkan Emiroğlu ikinci kez hakim karşısına çıktı. Sözkesen ''Kezzap döküyor sandım. Bir anda alevlerin içerisinde kaldım. Bizim apartmanın her katında yangın tüpü var. Söndürmek isteseydi, onlarla söndürürdü. Beni mangal yanıyormuş gibi izledi.'' dedi. Duruşmada tanıkları dinleyen mahkeme, Erkan Emiroğlu'nun tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Dehşete düşüren olay, 12 Ocak'ta Ordu'nun Dolunay Mahallesi, Erguvan Anatolia Sitesi'nde meydana geldi. Erkan Emiroğlu, 10 yıllık evliliğinin ardından geçen yıl boşandığı 2 çocuğunun annesi Elvan Sözkesen ile konuşmak için evine gitti. 7'nci kata çıkan Emiroğlu, kapı açılmayınca Sözkesen'i bekledi. Eski kayınpederinin getirdiği erzakı aşağıdan alıp evine dönen Elvan Sözkesen, dairenin önünde Emiroğlu ile karşılaştı. Taraflar arasındaki tartışmada Erkan Emiroğlu, yanıcı madde olan jeli, Elvan Sözkesen'in üzerine döküp ateşe verdi. Alevler içinde kalan Sözkesen'e, çığlıklarını duyan komşuları yardım etti. Alevleri söndüren komşuları, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi.

BABA VE OĞUL İÇİN İDDİANAME

Ambulansla Fatsa Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ve vücudunda 2'nci derece yanıklar oluşan Elvan Sözkesen, buradaki müdahalenin ardından Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Olay sonrası kaçan Emiroğlu, polis ekiplerince yakalandı. İşlemlerinin ardından Emiroğlu çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, oğluna yardım ettiği iddiasıyla gözaltına alınan Tahsin Emiroğlu, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Erkan Emiroğlu hakkında 'tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye teşebbüs', oğluna yardım ettiği öne sürülen Tahsin Emiroğlu hakkında ise 'öldürmeye teşebbüs suçuna yardım etme' suçundan iddianame düzenlendi.

İKİNCİ KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR

Erkan Emiroğlu ile babası Tahsin Emiroğlu hakkında Fatsa Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İkinci duruşmaya sanık Emiroğlu, cezaevinden SEGBİS aracılığı ile katıldı, Tahsin Emiroğlu ile taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmaya hastanedeki 4 aylık tedavisinin ardında taburcu edilen Elvan Sözkesen de katıldı. Sol elinde ve boynunda sargı bulunan Sözkesen'in yüzündeki yanık izleri de dikkat çekti.

'MANGAL YANARMIŞ GİBİ CANİCE İZLEDİ'

Olay gününü anlatan Elvan Sözkesen, "Olay günü saat 08.30 sıralarında çocuklarımı sabah okula gönderdim. Bu sırada kayınpederim aradı. Erzak getireceğini söyledi. Allah razı olsun, arada bize erzak getiriyordu. Bunu da Erkan'dan gizli yapıyordu. Onu da tehdit ediyordu. Beni tekrar arayarak, aşağıya geldiğini söyledi. Ben de 7'nci kattaki dairemden çıkarak, asansöre binip aşağıya indim. Erzakları alarak, tekrar asansörle eve çıktım. Asansörün kapısı açıldığında bir anda Erkan'ı karşımda gördüm. 'Çocukları görmeye geldim' dedi. Ben de çocukların okula gittiğini söyledim. 'Ben zaten çocukları gördüm' dedi. 'O zaman neden geldin?' diye sordum. 'Seninle konuşmak istiyorum' dedi. Ben de konuşacak bir şeyimizin olmadığını söyledim. Benden su istedi. Ben de eve girmeye çalıştığını düşünerek 'Su mu yok' dedim. 'Baban aşağıda seni şikayet edeceğim' diyerek, merdivenlere yöneldim. Bu sırada başımdan jel gibi bir şey döktü. Kezzap döküyor sandım. 'Ne döküyorsun' diye sorduğumda bir anda alevlerin içerisinde kaldım.

'GİT GELİNİNİ KURTAR'

1-2 saniye olduğum yerde kaldım. Arkama dönüp, baktığımda çatır çatır yanarken beni izliyordu. 'Anne' diye feryat ettim. Zile basmak için priz arıyordum. Hızla 5'inci kata indim. Komşum kapıyı açtı. 'Sana ne oldu' diye sordu. Ben de 'Bunu eski eşim yaptı' dedim. Arkamdan geldi, 'Kadın yanıyor, söndürsenize' dedi. Mangal yanıyormuş gibi beni canice izledi. Bizim apartmanın her katında yangın tüpü var. Söndürmek isteseydi, onlarla söndürürdü. Daha sonra komşum beni yanar vaziyette içeri alarak, banyoya götürdü. Üzerimdeki kıyafetler vücuduma yapışmıştı. Onları kestiler. Kadın beni içeri alınca, o kaçtı. Daha sonra sağlık görevlileri ile aşağıya indiğimde kayınpederim karşıma çıktı. Onu arayarak 'Olay yaptım, git gelinini kurtar' demiş. Kayınpederimin bana zarar vermek için orada olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.

'HALA TEHDİT EDİLİYORUM'

Eski eşinin sorunlu bir kişi olduğunu dile getiren Sözkesen, "Evlendiğimizin üçüncü günü sorunlu olduğunu anladım. Evlenene kadar kendisini bana masum gibi tanıttı. Eve geldiğinde en ufacık şeyden kavga çıkartıyordu. Kendisi kadın düşmanı, kadınlara eziyet etmekten zevk alan birisi. Kendisinden korkuyordum. Öfke kontrolsüzlüğü rahatsızlığı varmış. Bu olaya kadar beni birçok kez darbetti. Kadınlara karşı öfke dolu. Fakat dışarıda kadınlara karşı çok normal" dedi.

Hastanede tedavi olduğu sırada da tehdit edildiğini söyleyen Sözkesen, "Hala tehdit ediliyorum. Bana aracılarla mesaj gönderiyor. 'Madem canavarım, buradan çıkarsam onu da yakacağım, evi alanı da yakacağım' diyormuş. Bana para teklif ediyorlar; eski eşimin öldürmek için yapmadığı yönünde demem için" ifadelerini kullandı.

'11 KEZ AMELİYAT OLDUM'

Elvan Sözkesen, 11 kez ameliyat olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "11 kez ameliyat geçirdim. 6 kez deri kazıma işlemi yapıldı. 3 kere daha estetik ameliyat olacağım, acı çekmeye devam edeceğim. Benim sol el parmaklarımın uçları kesildi. Sağ kulağım tamamen yanık. Boynum yanık."

Erkan Emiroğlu ise hakkındaki iddiaları reddederek, "Böyle olmasını istemezdim. Keşke orada olmasaydım. Benim için dünya bir yana, Elvan bir yanaydı. Elvan için ailemi karşıma aldım. Elvan yanarken şok olduğun için söndüremedim. Adaletinize sığınıyorum. Öldürmek amacım yoktu" diyerek, eşinin kendini aldattığını ileri sürdü.

'İKİ DEFA KALP KRİZİ GEÇİRDİM'

Sanık baba Tahsin Emiroğlu da "Oğlum, olay günü beni arayarak 'Gelinin yanmış olabilir, git sahip çık' dedi. Gelinlerimin hepsine ben bakarım. Bu evliliğin baştan yürümeyeceğini söylemiştim. Onların yaşadıklarından dolayı iki defa kalp krizi geçirdim" diyerek, beraatını talep etti. Duruşmada tanıkları dinleyen mahkeme, Erkan Emiroğlu'nun tutukluluk halinin devamına, Tahsin Emiroğlu'na ise adli kontrol uygulanmasının devamına karar verip, duruşmayı erteledi.

Kömürü bulan Uzunmehmet, törenle anıldı Kömürü bulan Uzunmehmet, törenle anıldı

4733833-2

Editör: Abdullah KARABACAK