Bu Yazıları Sana Yazdım
Her satırda sen varsın.
Her kelimenin gölgesinde, senin siluetin dolaşıyor.
Ben bu yazıları sana yazdım…
Ne sen okursun belki,
Ne de bilirsin kimden geldiğini,
Ama ben seni düşündüm her harfte.
Bir yangın gibi yaktı içimi yokluğun,
Bir umut gibi yeşerdi kalemim elimde.
Gecelerce sustum, sustukça biriktim.
Sonra cümle cümle döküldüm kâğıda.
Sesimi duymadın belki ama
Belki bir gün bir satırda tanırsın beni.
“Bu yazıları bana yazmış,” dersin içinden,
Ve işte o an, içimde açmamış bir çiçek
Birden tomurcuk verir…
Kalbimde sakladığım tüm sevda kırıntıları,
Kâğıdın beyazına döküldü usulca.
İtiraf gibi değil, dua gibi belki…
Sana ulaşsın diye değil;
Sadece seninle yaşasın diye.
Çünkü bazı sevgiler suskunluk ister,
Bazı duygular dile düşerse eksilir.
Ben eksiltmedim seni hiçbir kelimede;
Aksine, her hecede büyüttüm hasretini.
Zamanla unuturum sanmıştım,
Ama sen içimde değil,
Sanki damarlarımda aktın.
Sensizliğe alışmak,
Karanlık bir odada ışığı unutmak gibiydi.
Ve her defasında kalemime sarıldım,
Çünkü kelimeler, tek tesellimdi.
Her harfte bir nefes verdim sana,
Her satırda biraz daha döküldüm.
Sana anlatamadığım ne varsa,
Hepsi birikti bu satırlarda.
Belki bir mektupta sustum,
Ama bir yazıda haykırdım sana.
Sevdamı gözyaşımla yoğurdum,
Ve sessizliğin kıyısında büyüttüm seni.
Bir gün rüzgâr savurursa bu sayfaları sana,
Ve gözlerin değerse bir dizede gözlerime,
İşte o gün anla ki:
Ben hep buradaydım.
Kimsesiz gecelerde,
İçimde büyüttüğüm en sessiz çığlıkla.
Ve bu yazıları…
Sadece sana yazdım.
Çünkü bazı insanlar,
Ömrün eksik kalan yeridir.
Ne gelse tamamlamaz onları.
Ben de tamamlanamadım senden sonra.
Ve ne zaman kalemim titrerken yazsam,
Anladım ki:
Bu yazılar hep sana dönüyor...
Çünkü ben hep seni yaşıyorum,
İçimde senden kalan ne varsa.
Ve Sonunda...
Bir adın kaldı dilimde,
Bir susuş kaldı yüreğimde.
Ne sen duydun beni,
Ne ben unuttum seni…
Kalem susmaz, gönül razı gelmez,
Bu sevda, yarım kalmaya benzemez.
Ben sustukça içim ağlar,
Bu yazılar seni çağırır, her bahar…